| 
                  
                   | 
 | 
      
                                
                                
                                | 
 Fransız Siyasal Sinemasında Angaje Gruplar
 
  1968 Mayısı: Siyasal Sinema Nedeni 
 
1968 Mayıs'ı siyasal sinemaya taze bir kan getirmiştir. Fransa'da öğrencilerin 
ayaklanmasısyla başlayan, işçilerin öğrencileri desteklemesiyle süren ve 
günümüzde 68 kuşağı denilen insanların yaptığı bir dizi eylemden oluşan bu 
hareket sinemaya yansımakta gecikmedi. Okullar işgal edildi, boykotlar yapıldı, 
fabrikalar işgal edildi, grevler yapıldı. Sinemacılar, tüm bu olaylar sürerken 
ya olayların yaratıcısı ya da yaratılan olayların belgeleyicisi konumundaydılar. 
Bir çok olay, kameralar tarafından anında kaydedildi ve daha sonra bu görüntüler 
sinema filmine dönüştü. Politik ortamda bazı gelişmeler oldu. De Gaulle, bu 
ayaklanmalar sonucu yeni bir seçime evet demek zorunda kaldı. Yine de bu seçim 
dögolcülere yaradı, seçimden daha da güçlenerek çıktılar. 
 
1960'ların sonu ve 1970'lerin başını, Fransa'da, siyasal sinemanın altın devrini 
yaşadığı bir dönem olarak görüyoruz. 1968-1972 yılları arasında film sayısında 
büyük bir artış oldu. Sadece Fransa'da değil diğer Avrupa ülkelerinde de bu 
böyle. Roy Armes şöyle diyor:[1] "Para yiyen bir film yapma geleneği olan 
İtalya'da bile toplumsallık ilgi odağı oldu." 
 
1968'e kadar Fransız sinemasına politika girdiyse de büyük ölçüde apolitik bir 
sinema olduğunu söyleyebiliriz. Yönetmenler, tüm filmografileri içerisinde bir 
ya da iki politik film örneği vermişlerdir. Bunlar da o kadar çok değildir. 
Yalnızca siyasal sinema yapan yönetmen yoktur. Oysa özellikle 60'lı yıllardan 
itibaren bunun da örneklerini görmeye başlıyoruz. Bu dönemde toplumsal ve 
siyasal temalar daha çok işlenmeye başlıyor. 
 
 
Roy Armes, politik sinemanın patlama yaptığını belirttikten sonra devam 
ediyor:[2] 
 
"Kendilerinin politik dedikleri sinema içinde bile, endüstri içinde geleneksel 
çizgilerle yapılan ve geniş bir dinleyici kitlesi için tasarlanan işler ve 
endüstriden tamamen bağımsız, fakat politik gruplarla işçi sınıfına ya da 
öğrenci örgütlerine çok sıkı bir biçimde bağlanmış olan, daha yeni ve daha 
radikal politik bir sinema arasında ayrım yapmak önemlidir." 
 
Endüstri içinde politik film yapmak oldukça zordur. Bu yüzden de bir çok ülkede, 
endüstriden bağımsız gruplar ortaya çıkmış ve kendi filmlerini yapmışlardır. 
Fransa da bu durumun dışına çıkamamış ve Fransa'daki sinema endüstrisinin 
dışında bir takım gruplar oluşmuştur. Bu gruplar, özellikle belli bir takım 
düşüncelerin ya da bazı partilerin etrafında örgütlendikleri ve bir düşünceyi 
yaymaya çalıştıkları için militan karakterleri vardır. Bu yüzden bu grupları 
Militan Sinema içerisinde anlatacağız. 
 
 
Militan Sinema 
 
Militan sinema, siyasal sinemanın başka bir bölümüdür. Ülkedeki daha köktenci 
gruplar trafından yapılmaktadır. Başka ülkelerde olduğu gibi Fransız sinemasında 
da vardır. "Militan sinema, (...) özellikle tek bir materyel üzerinde çalışır: 
Toplumsal, ekonomik ve ideolojik veriler; politik durumlar ve anlatımlar, somut 
ve güncel karışıklıklar ve olaylar."[3] Bu malzemeler ya doğrudan gerçek yaşam 
ve olaylardan alınmışlardır ve olduğu gibi kullanılırlar, ya da, bir senaryoya 
göre yeniden oluşturularak filme alınır ve kurgulanırlar. Militan sinema 
genellikle gerçek yaşamdan alınan görüntüleri kullanmasına karşın bunları 
kurgulayarak yeniden oluşturulmuş görüntülerle birlikte kullanmayı tercih eder.
 
 
"(...) Militan sinemanın kullandığı (Méliès ve Lumière tarafından tarihsel iki 
büyük kategori olarak tanımlamış) bu iki büyük yöntem Renoir'dan da, 36'dan da 
önce birbiri ardınca keşfedilmişti. Birincisi (belgelerin kurgulanması), La 
Ligne Générale dışında tam anlamıyla çağdaş konulu film çevirmeyen 
Ayzenştayn'dan daha çok, özellikle, Vertov tarafından (kullanılmıştır); (kurmacaya 
ve siyasal bir çözümleme için temsillere başvuran) ikinci yöntem Brecht ve Düdov 
tarafından Kühle Wampe'de kullanılmıştır."[4] 
 
Militan Sinema, politik düşüncelerini, doktrinlerini yaymaya çalışan gruplar 
tarafından tercih edilen bir siyasal sinemadır. Cahiers du Cinéma dergisinin bir 
sayısında yayınlanan[5] bir yazıda şöyle denmiştir: "Yaşasın devrimin hizmetinde 
komünist propaganda silahı sinema!". Yine aynı yazıda "günümüzün dünyasında, her 
kültür, her edebiyat, her sanat belli bir sınıfa aittir ve belli bir politik 
çizgisi vardır. Gerçekte, ne sanat için sanat, ne sınışarüstü sanat vardır, ne 
de politikanın dışında gelişen ya da ondan bağımsız olan sanat vardır" 
denmektedir. Bu yazıda sinemacıları, bu görüşler doğrultusunda film yapmaya 
çağırıyorlar. Bu gruplar için sinemanın temel politikası antikapitalist, 
antirevizyonist, antiemperyalist ve sosyalist eğilimli olmalıdır. Yine onlara 
göre gereksindikleri sinema, politik çözümlemeler sunan, propaganda yapan, bir 
mücadeleyi göstermekle kalmayıp iç ve dış çelişkileri sergileyerek çeşitli 
analizler yapan ve bir komünist eğitim silahı olan sinemadır. 
 
 
Militan Sinema Yapan Gruplar 
 
Fransa'da da bu türün örneklerini görüyoruz. Özellikle siyasal sinema yapmaya 
girişen küçük gruplar vardı. Bunlar bir ya da bir kaç sinemacının ya da sinema 
yoluyla propagandasını yapmak isteyen örgütlerin kurduğu oluşumlardı. 
Başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz: 
 
1- Dziga Vertov Grubu. 
2- Grup SLON (Service de Lancement des Oeuvres Nouvelles). 
3- Grup Medvedkine. 
4- Grup Dynadia. 
5- Proleter Devrimci Sinemacılar (CRP). 
 
Bu gruplara oranla daha küçük ve daha az etkili başka grup ya da grupçuklar da 
vardı:[6] Bunları da şöyle sıralayabiliriz: 
 
1- Coupac-Scop-Color (Gazeteci Roger Louis'nin başkanlığında). 
2- Cinéma Libre. 
3- Collectif Jeun Cinéma. 
4- Groupe Serge-Le-Péron. 
5- UPCB (Unité de Production Cinéma Bretagne). Bröton Sinema Birliği olarak 
türkçeleştirebileceğimiz bu kuruluşu René Vautier kurmuştur. 
 
Bunlar Fransa'da kurulan gruplar. Dünyanın diğer ülkelerinde de bunlara benzer 
gruplar kurulmuştur. Bunları da kısaca verelim. Sadece adlarını vermekle 
yetineceğiz: 
 
İngiltere : 1. The Other Cinema (Diğer Sinema), 2. Politknu, 3. London 
Filmmakers Cooperative (Londra Sinemacılar Birliği). 
 
ABD : 1. New York Filmmakers Cooperative (NYSinemacılar Koop.), 2. Newsreel, 3. 
Tricontinental Film Center (Üç Kıta Film Merkezi), 4. Canyon Cinema Cooperative 
(Kanyon Sinema Koop.), 5. American Documentary Films (Amerikan Belgesel 
Filmleri).  
 
Belçika : 1. Cinéma Parallèle (Paralel Sinema), 2. Fugitive Cinéma (Kaçış 
Sineması). 
 
Danimarka : 1. King Valde, 2. Alternative Film Distribution (Alternatif Film 
Dağıtımı). 
 
Almanya : 1. Arsenal, 2. Abaton Kino, 3. Screen, 4. Cinema Quadret, 5. 
Undependent Film Center (Bağımsız Film Merkezi), 6. Koordinationsburofilm 
(Koordinasyon Bürosu Filmleri). 
 
Hollanda : 1. The Movies (Filmler), 2. Cinéclub (Sinema Kulübü). 
 
İtalya : 1. Club Nuovo Teatro (Yeni Tiyatro Kulübü). 2. Film Studyo 70. 
 
İsveç : 1. Film Centrum (Film Merkezi). 
 
İsviçre : 1. Centre Suisse du Cinéma-Film Pool (İsviçre Sinema Merkezi- Film 
Havuzu), 2. Cinéma Marjinal Distribution (Marjinal Sinema Dağıtımı). 
 
Kanada : 1. Conseille Québécois Pour La Diffusion Du Cinéma (Kebek Sinema 
Dağıtım Kurulu), 2. Coopérative des Cinéastes Indépendants (Bağımsız Sinema 
Kooperatifi), 3. Toronto Filmmakers Coop. (Toronto Sinemacılar Koop.), 4. 
Pacific Cinémateque Pacifique (Pasifik Sinemateki). 
 
 
Dziga Vertov Grubu 
 
Adını, daha önceki bölümlerde sözünü ettiğimiz ünlü Sovyet sinemacısı Dziga 
Vertov'dan alan grup, ona duyduğu sevgi ile bu adı benimsemiştir. Grubun 
kurucusu Jean-Luc Godard ve Jean-Pierre Gorin'dir. Daha sonra ise Gerard Martin, 
Nathalie Billard ve Armand Marco gruba katıldılar.  
 
Dziga Vertov, Ekim Devrimi'ni ve bu Devrim'in uygulanması sırasında meydana 
gelen olayları en iyi bir biçimde belgeleyerek, bunları film yapan ve Sinema-Göz 
kuramının geliştiricisi olan Sovyet sinemacısıdır. Yaşamı olduğu gibi yakalamak 
istemesi, belgesel filmlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Belge sinemasına 
verdiği önem onu izlenen bir yönetmen yaptı. 
 
Jean-Luc Godard'dan bu grubun ne zaman ve nasıl kurulduğu konusunda bilgi 
alalım:[7] 
 
"(1968) Mayıs(ın)dan sonra, JCML militanı bir çocukla, Jean-Pierre Gorin'le 
tanıştım: Bu karşılaşma, birisi normal sinemadan gelen, diğeri sinema yapmanın 
hem Mayıs'ı kuramsallaştırmak, hem de bunu pratiğe geçirmek gibi politik 
görevlerden biri olduğuna karar vermiş olan bir militanın karşılaşmasıydı. Tam 
da benim sinemadan gelmeyen birisiyle çalışmak istediğim bir sırada. Kısaca biri 
sinema yapmak, diğeri de onu bırakmak istiyordu. Bu iki karşıt görüşlünün, 
marksist kurama göre yaptığı, yeni bir birlik oluşturma denemesiydi bu (burada 
marksist karşıtların birliği kuramına gönderme yapıyor B.O.), politik sinema 
yapmayan, fakat diğer militan sinemacıların yaptıklarından oldukça farklı olan 
bir şeyi, politik olarak siyasal sinema yapmaya çalışan yeni bir hücre 
oluşturmayı denemekti. 
 
Mayıs'ta patlak veren olaylardan sonra Etat Généraux'yu izledik, sonra hareket 
ettik. Dziga Vertov adını, onun programını uygulamak için değil, Vertov'un 
bolşevik sinemanın başlangıcında, proleterya diktatörlüğü adına, sadece gözleri 
açmak ve dünyayı açıklamaktan ibaret olan tüm diğer teorilere sahip olduğu bir 
dönemde, son tahlilde hâlâ revizyonist bir sinemacı olan Ayzenştayn'ın 
karşısında, bir bayraktar olması için aldık." 
 
Godard ve arkadaşları, geleneksel sinema anlayışına ve üretim-dağıtım sistemine 
karşı çıktı. Özellikle Jean-Pierre Gorin, 1968'den sonra Godard'ın tüm 
çalışmalarında onun yanında oldu. Godard ve Gorin'in üretim dağıtım konusundaki 
görüşlerini yine Godard'dan okuyalım:[8] 
 
"Bizim için en önemlisi, dağıtımdan önce üretimin işlevine eğilmekti. Önceden, 
her militan sinema, filmleri dağıtmak girişimiyle kendini ortaya koymuşsa da, 
bizim düşüncemize göre, bu yapılamazdı ve hep başarısızlıkla sonuçlanırdı; bunun 
yerine, marksistler olarak, dağıtım ve tüketime egemen olması gerekenin üretim, 
ekonomiyi yönetmesi gerekenin devrim olduğunu düşünüyoruz. Sinema açısından ise 
emperyalizmin boyunduruğu altında, kapitalist bir ülkenin özel koşullarında 
filmlerin nasıl üretileceğini ve daha sonra bunların nasıl dağıtılacağını 
düşünmek gerekir. 
 
Aynı zamanda, üretim-dağıtım birliği iki karşı tarafın kavgasıdır ve bu 
parçalanmaz bir birliktir: Militan sinemacıların yaptığı gibi, dağıtımı temel 
çelişki olarak almak yerine -ve bunda hep düzenli olarak başarısızlığa uğrarlar- 
biz bu temel çelişkiyi daha çok üretimde yerleşik olarak alıyoruz: Politik 
olarak doğru bir biçimde bir film yapmamız, politik olarak, onun doğru bir 
biçimde dağıtımını da bizim yapmamız gerekir. Fakat kesinlikle hâlâ bununla 
uğraşmıyoruz." 
 
Fransa'da film yapan diğer militan gruplar gibi, Dziga Vertov Grubu da kendi 
olanaklarıyla ve siyasal düşüncesinin yandaşlarınca desteklenmesiyle ayakta 
durabiliyordu. Godard, yaptıkları filmi finanse edebilmek için neler 
yaptıklarını da şöyle açıklıyor:[9] 
 
"Filistin üzerine yaptığımız film hakkında şu anda büyük çelişkilerimiz var. Bu 
çok gerçek sorun üzerine, masa başında kuramsal çalışma yerine kitlelerle 
ilişkiye geçmek ihtiyacı hissettik. Fakat çelişkiye dayanarak -adımdan 
yararlanarak bile olsa- endüstride çalışıldığı zaman, bu çelişki sizi perişan 
eder. Örneğin Filistinliler (Les Palestiniens) (filminin) görüntü (masraşarını) 
ödemek için bir reklâm filmi yapmak zorunda kaldık ve burjuva reklâm 
ideolojisinin mantığını izleyerek üretim yaptık: Sabah bu yapılırsa, öğleden 
sonra daha proleter bir ideolojiye göre film yapmak zordur; öğleyin durarak 
burjuva giysisini çıkarıp proleter giysisi giyilemez, bu o kadar kolay 
değildir."[10] 
 
Filmini yapabilmek için inanmadığı şeyleri yapmak bir yönetmen için herhalde çok 
zordur. Ama buna katlanmak zorundadır, çünkü para bulmak o kadar kolay bir şey 
değildir. "Kapitalist bir ülkede, bugün, bir film yapmak, içinden zor çıkılır 
(...) bir çelişkidir" diyor Godard.[11] Daha sonra da, militanların doğru bir 
biçimde mücadele etmelerini sağlamakla kalmayıp, bir kamera alır almaz, 
ideolojik silahları olan sinemanın hiç de bir silah, en azından küçük bir silah 
olmadığını, sinemanın en iyi dönemde, kendi burjuva devrimini yapmakta olduğunu 
ve ticari sinemanın feodalizm evresinde olduğunu da anladılar. Sinemanın, 
devrimde yan bir görevi olduğunu ve bu yan görevin bugün için (1970, B.O.) 
önemli olduğunu söyleyen Godard, bundan kaçamayacaklarını belirtiyor.[12] 
 
Dziga Vertov Grubu'nun yaptığı filmler daha çok araştırma filmleriydi, tüketime 
yönelik değildi, çoğunlukla da Jean-Luc Godard adıyla özdeşleşmişti. Grup 
içerisinde Godard ve Gorin'den başka bir başka adın öne çıkmadığı görülüyor. 
Grubun beyni ve hareketin merkezi Godard-Gorin ikilisiydi. 
 
Grubun uğraştığı sorunlardan bir kaçı üretim, yapım ve dağıtım gibi sorunlardı. 
Godard ve içinde bulunduğu Dziga Vertov grubu, anti kapitalist bir biçimde doğru 
olarak çözümlenirse, dağıtım sorununun bir daha ortaya çıkmayacağını umarak 
önceliği üretime veriyorlardı. Bu yüzden de düşünce çizgilerine uyan bir çözüm 
peşindeydiler. Yine Godard'ın kendisinden dağıtım ile ilgili görüşlerini 
dinleyelim:[13] 
 
"...Dağıtım, politik bir çalışmaya bağlı olmak zorundadır: Ben, bir kitle 
partisi varolduğunda kitlesel dağıtıma inanıyorum." 
 
 
Sinema ve Devrim konusuna ise Dziga Vertov Grubu olarak şöyle yaklaşıyorlar:[14] 
 
"Militan bir filmin binlerce kopyasının dağıtımı, devrimi bir saniye bile 
ilerletmeyecektir. Bugün, proleterlerin gerçekten kabul ettiği filmler yalnızca 
Potemkin Zırhlısı ya da Toprağın Teri (Le Sel de la Terre, 1955) olmuştur.[15] 
Bu filmler, onları derinden etkileyen ender filmlerdir. Birisi devrim'in alıp 
götürdüğü bir burjuvanın, diğeri de bir Amerikan liberalinin filmleridir. Bu 
filmler bir kitle hareketine dayanıyordu ve proleter, içinde kendisini 
buluyordu." 
 
Dziga Vertov Grubu, gösteri (spectacle) öğesine karşı değildi. Gösteri onlara 
göre, oldukça etkiliydi, ancak, bunun, diyalektikle insanları boğmayan bir 
gösteri olması gerekirdi. 
 
Grup çalışmalarını bir ekip halinde yürütüyordu. Ancak, yine de her zaman bir 
ekiple çalışmanın güçlüklerini yaşadıklarından, bir proje bir kişi tarafından da 
üstlenilebiliyordu. Filmlerini yaparken ele aldıkları iki tür öğe vardı: Kendi 
deyimleriyle Karatahta ve Enternasyonal filmleri. Bunlar, diğer uluslar 
tarafından da taklit ediliyordu. Karatahta filmlerinde seyirciyle diyalog kurmak 
için karatahtaya yazılar yazılıyordu. Burada didaktik bir yöntem izliyorlardı. 
Diğer tür filmlerde ise, her gösteride Enternasyonal marşı söyleniyordu.  
 
Ticari pazarda yer bulabilecek filmlere de karşı değiller: "Zaten sistem 
içerisinde politik film yapmak da o kadar kolay değil" Godard'a göre. 
 
Godard ve Gorin, basit, açık ve anlaşılır bir sinema yaratmaya çaba gösterdiler. 
"Dört yıldır dinlenmeye, yavaşlamaya, yalnızca değişmez görüntüler çekmeye, 
durgun filmler yapmaya ve Beyazperdeyi karatahta olarak kullanmaya çalışmaya" 
karar verdiklerini söyleyen Gorin, şöyle devam ediyor:[16] 
 
"...Filmlerimiz hakkında konuşabiliyoruz ve çok basit terimlerle nasıl 
yapıldıklarını, o görüntüyü niçin kullandığımızı, bu görüntüyü niçin böyle 
çerçevelediğimizi, o biçimden sonra bu biçimi neden kullandığımızı ve hangi 
amaçla yaptığımızı açıklayabiliyoruz" 
 
Bununla birlikte, kendi küçük dar çerçevelerinin dışına çıkamadılar. 
 
Grubun yaptığı filmler: (Tümü Godard yönetiminde). 
Neşeli Bilgi (Le Gai Savoir, 1968). 
Diğerleri Gibi Bir Film (Un Film Comme Les Autres,1968). 
Bir Artı Bir (One Plus One, 1968, İngiltere'de). 
British Sounds (1968, İngiltere). 
Bir Amerikan Filmi (An American Movie, 1969, ABD, tamamlanmamış). 
Doğu Rüzgârı (Le Vent d'Est, İtalya, 1969). 
İtalya'daki Mücadeleler (Luttes en Italie, İtalya, 1969). 
Pravda (Çekoslovakya, 1969). 
Vladimir ve Roza (Vladimir et Rosa, 1970). 
Zafere Kadar (Jusqu'à la Victoire, Filistin, 1970). 
 
 
Slon Grubu 
 
Fransa'da sinema yapan gruplardan birisi de SLON grubudur. SLON, Service de 
Lancement des Œuvres Nouvelles (Yeni Yapıtlar Ortaya Koyma Servisi) 
sözcüklerinin baş harşerinden oluşturulmuştur. SLON, yeni yapıtlar üretmek 
isteyen sinema tutkunlarına yardımcı olan, onlara teknik donanım sağlayan ve 
filmlerin dağıtımını üstlenen bir kuruluştu. Teknik olanaklarını isteyenlerin 
hizmetine veriyorlardı. Genellikle de daha önce başlamış filmlerin bitmesine 
yardımcı oluyorlar üstelik yapım masraşarını da karşılıyorlardı. 
 
Bir başka militan sinema grubu olan Medvedkine grubuna bile, Kavga Sınıfı'nı 
(Classe de Lutte) yapmasında yardımcı oldular. Colette Magny'nin şarkıları 
üstüne yapılmış iki filme ve Yeni Toplum (Nouvelle Société) dizisinin üç 
sayısının oluşmasına katkıda bulundular. Militan gruplara, işçilere, köylülere, 
kısaca sinema yapmak isteyip de araç-gereci olmayanlara yardım edip gerektiğinde 
onlara öğretmenlik de yapıyorlardı. Kamera kullanımını, teyp kullanımını, kurgu 
masasını öğretmeyi kendilerine görev biliyorlardı. 
 
SLON bir kooperatifti. Anlattığı paralel sinema görüşü proleterlerden daha fazla 
kollektif idi. Bu grup aslında Chris Marker'in Vietnam'dan Uzakta (Loin de 
Vietnam, 1967) filminin çekimi sırasında ortaya çıkmıştır. Yüzelli kadar 
teknisyenin bir araya geldiği bu filmin çekimi sırasında böyle bir düşünce 
oluşmuş ve derhal uygulanmıştır. Ulusal ve uluslararası devrimci harekete yardım 
etmek amacını taşıyan grup, kalıcı militan filmler sistemi kurmak istiyordu. 
 
"Fakat Vietnam'dan Uzakta bir başarısızlıktı, zira geleneksel seyirciyi 
hedeşeyen filmlerle, politik bir amaç güden filmler arasında bir ayrım yapmayı 
bilememiştik. Vietnam'dan Uzakta'nın ticari başarısızlığı o dönemdeki imgelem 
eksikliğimizden kaynaklanıyor. 68 Mayıs'ı, çeşitli görüşlerdeki sinemacıların 
çeşitli konular üstünde yeniden gruplaşmasını kolaylaştıran hızlandırıcı bir 
darbe oldu. Sonunda varlığımız legalleşti. SLON ne bir grup ne de grupçuktur: 
Film yapmak isteyen ve belli ortak düşünceleri paylaşan herkesin kullanabileceği 
bir kooperatiftir."[17]  
 
 
Cinéma 70 dergisinde grup üyeleri böyle diyordu. 
 
1967'de kurulan SLON, Chris Marker'in öncülüğünde gelişti. Marker ve Mario 
Marret, Besançon'daki militan işçiler hakkında bir film gerçekleştirdiler: 
Görüşürüz, Umarım (A Bientôt, J'Espère, 1966). SLON, daha sonra, Sovyet yönetmen 
Alexandre Medvedkin'in 1934 Sovyet yapımı Mutluluk (Happiness) filminin 
dağıtımını üstlendi ve Marker, bu filme bir giriş filmi yaptı: Tren Gidiyor (Le 
Train en Marche, 1971). Bu film klipler, belgeseller ve yetmiş bir yaşındaki 
yönetmenle bir görüşme içeriyordu. 
 
Marker'in işbirliği yaptığı SLON'un diğer filmleri şunlardır:  
 
"Kısa Filmler: Pentagon'un Altıncı Yüzü (La Sixième Face du Pentagon, 1968, 
François Reichenbach ile). Çevrim Günü (Jour de Tournage, Costa-Gavras'ın 1970 
tarihli İtiraf'ının çekimi esnasında alınmış görüntüler). 
 
Orta uzunlukta olanlar: On Milyonun Savaşı (La Bataille de Dix Millions, 1970, 
Küba'daki şeker kamışı hasadı üzerine yapılmış film)."[18] 
 
SLON'a başvurarak film yapmak isteyenlerin taşımaları gereken düşünceleri şöyle 
olmalıydı: 
 
* Emperyalizme karşı olmak; 
* Kapitalizme karşı olmak; 
* İletişim tekeline karşı olmak. 
 
Bu üç özelliği barındıranlar, teknik ekipten yararlanarak film yapabilirdi. Bu 
grup, partilerden ve örgütlerden bağımsız hareket ediyordu. 
 
Yapım ve dağıtımla da ilgilenen SLON, önerdiği filmleri yerleşik dağıtım ağında 
gösterime sokuyordu. Bu ağlar, sinema kulüpleri federasyonları, genç evleri, 
işçi ocakları, semt komiteleri, siyasal partiler ve diğer örgütlerden 
oluşuyordu. 
 
Üretimlerinin biçimsel açıdan da göze batar olduğu yolundaki soruya SLON şöyle 
karşılık veriyor:[19] 
 
"Bizde her şey çalışma koşullarına bağlıdır. Şunu söylemiyoruz: Hadi, yeni 
biçimler arayalım.. Hayır. Alışılmış düzendekilerden farklı çözüm yolları 
gerektiren belirgin bir sorunu sergiliyoruz." 
 
SLON'un yapıtları da Joris Ivens, Glauber Rocha ve Godard'da görüldüğü gibi 
didaktik mi? Bu soruya şöyle karşılık veriyorlar:[20] 
 
"Benimsediğimiz biçimleri bize empoze eden çalışma koşullarımızdır. Amacımız, 
hedeşediğimiz halk tarafından da daha iyi anlaşılır olmaktır. Bir örnek: Bize 
öğretilen miksaj kavramı egemen ideolojiden yanadır. Kulağı korumak 
sözkonusuydu. Filmlerimizin ses bantları, tam tersine, kulağı oldukça 
tırmalayan, daha şiddetli ve daha dolaysızdır. Kuşkusuz Ivens, Rocha ve Godard 
kadar farklı insanların bundan böyle didaktizme daha fazla önem vermeleri 
rastlantı değildir. Kuşkusuz hepsinden daha ileri giden Godard'dır." 
 
Politik açıdan aralarında ortak bir çizgi yaratmayı düşünüp düşünmedikleri, ya 
da ideolojik farklılıklarını kabul edip etmedikleri sorusuna verilen cevap 
şöyle:[21] 
 
"Politik bir çizgi yaratmak bize düşmez. Militan sinema, Fransız solunda varolan 
ayrımları yansıtmaktan başka bir şey yapmıyor. Süreci tersine çevirmemek 
gerekir: Politik çalışma başka bir militan sinemayı kışkırtacaktır." 
 
SLON daha sonra Iskra, Unicis vs... gibi adlarla varlığını sürdürecektir. 
 
 
 
Medvedkine Grubu 
 
Grup, Aralık 1967'de, gerçek proleter sinemanın, bizzat proleterlerden 
başkasının eseri olamayacağının, Besançon'un militan işçilerince anlaşılmasından 
sonra doğdu. 
 
Daha önce de sözünü ettiğimiz Görüşürüz, Umarım (A Bientôt, J'Espère) filmi 
Besançon Rhodiaceta fabrikasında çevrilmişti. Nisan'dan Aralık ayına kadar Chris 
Marker ve Mariot Marret bu fabrikadaki grevi filme aldılar. Film 5 Mart 1968'de 
televizyonda Caméra III programında yayınlandı. Filmin ilk gösterimi 27 
Nisan'da, Rhodiaceta militanlarına yapıldı. Film hakkında olumlu düşünceleri 
oldu, fakat onu pek de başarılı bulmadılar. Pek başarılı değildi, çünkü, onlara 
göre perspektiften yoksundu; romantikti, çünkü militanları ve grevleri 
gösterdiğinde, fabrikadaki militan çalışmanın en önemli yönleri olan grevlerin 
hazırlanması ve militanların formasyonunu göstermekten kaçınıyordu. Chris Marker 
ve Mario Marret, bu eleştirileri yanıtlarken, bu yönleri gösterecek olan filmin 
sadece bizzat işçiler tarafından yapılabileceğini söylediler. 
 
Grup, adını ünlü sovyet yönetmen Alexandre Medvedkin'den alıyordu. Medvedkin, 
1930'lu yıllarda, kırsal kesimde yaşayan insanların ekonomik kavgasında bir 
eğitim aracı olarak sinemadan yararlanmayı denemiş ve bir sinema propaganda 
treni oluşturmuştu. Görüşürüz, Umarım filminin fabrikada gösteriminden sonra, 
işçiler kendi grevlerini en iyi yine kendilerinin anlatabileceği sonucunu 
çıkarmalarıyla hareket başlamış oldu. Paris'ten gelen uzmanların teknik 
yönetiminde teknik eğitim aldıktan sonra, grup üyeleri Mayıs 1968 olayları 
sırasında kameralarını çalıştırdılar. Böylece ilk filmleri ortaya çıktı: Classe 
de Luttes (Kavga Sınıfı). Daha sonra bir dizi küçük yapıt verdiler: Yeni 
Toplumdan Görüntüler (Images de la Nouvelle Société). Bu filmler fabrikalarda ve 
işçi yerleşim birimlerinde gösterildi. 
 
Besançon'daki işçiler artık filmlerini tek başlarına yapıyorlardı. Teknik 
donanıma da sahip olan bu işçiler Jacques Chaban'ın, Georges Pompidou'nun 
demeçlerini yalanlayan bu yeni toplum'un gerçek yanlarını gösteren Yeni 
Toplumdan Görüntüler dizisini de başarıyla sürdürdüler. 
 
İşçi sineması sadece militanlar tarafından uygulandı. Parti'de, sendikada 
sorumluluk sahibi olan militan işçiler, işçiler dışında kalan gruplar, bu işi 
başaramayarak dağılıp gittiler. Ortak çalışma, militan sinema için bir 
zorunluluktur. Sinemanın bir kavga, etkili bir kavga aracı olduğunu anladılar. 
Filmlerin gösterimlerinden sonra tartışmalar düzenleyerek çeşitli insanların 
görüşlerini alıyorlardı.  
 
Medvedkin grubunun amacı birinci olarak işçilere ellerindeki araçlardan 
yararlanmalarını göstermek, ikinci olarak işçilerin durumunu diğer insanlara 
anlatmaktı. Oldukça yerel olarak kurulan (sadece Besançon'da) bu grup militan 
sinemanın bir örneğini oluşturuyor. 
 
 
Dynadia Grubu 
 
DYNADIA'da 68 olayları sırasında ya da sonrasında kurulan gruplardan, ancak 
açıkça Fransız Komünist Partisi'nin propagandasını yapan tek grup. Ortodoks 
komünist bir görüşü benimsemiş ve bu doğrultuda filmler yapmış bir grup. 
DYNADIA'nın nasıl doğduğunu kendilerinden dinleyelim:[22] 
 
"Büyük 1968 Mayıs-Haziran grevlerinden az sonra ortaya çıkan görüntü ve ses 
adamlarından oluşmuş (sinemacı, televizyoncu, fotoğrafçı, grafikçi vs...) bir 
çalışma grubuyuz. Topluluk fazla komünist olarak görülüyor ve temel amacı, kendi 
araçlarıyla, Komünist Parti'nin propagandasını yapmaktır. 
 
68 Mayıs'ında, bazılarımız Etats Généraux du Cinéma'nın (Sinema Meclisi) Dağıtım 
Komisyonu'nda çalışıyordu: Bu komisyon özellikle işyerlerini işgal eden 
grevciler için film gösterimleri düzenliyor ve bunu güvenceye alıyordu. 
Mayıs'tan sonra çok sayıda sinemacı (ya da sinemacı grubu) militan olarak 
tanımlanan filmler gerçekleştirmeyi amaçladı. Bazılarının etkinlikleri Mayıs 
68'den önce başlamıştı. Bu filmler, genellikle farklı sol ve goşist eğilimlerin 
dile getirilmeleriydi. (...) Bazılarımız komünistti, bazılarımız değildi (ya da 
henüz değildi); bazılarımız Görüşürüz, Umarım ya da Vietnam'dan Uzakta gibi 
filmlerde çalışmışlardı. 
 
Mayıs'tan sonra temel kaygımız, çevremizde egemen olan aşırı karışıklığa karşı 
politik bir aydınlığa gereksinim olmasıydı. Biz her şeyden önce militandık. 
Belli bir sol sinema kavramı bize göre aşılmıştı. Çözümler ve öneriler, kısaca 
Parti'mizin politikası üstüne eksenlenmeş kısa filmlerin (ya da bir başka 
görsel-işitsel ürünün) gerekliliğine inanmıştık. Bu anlamda çalışabilmek için 
DYNADIA'yı yaratabilmek insiyatifini ele aldık. Ancak, belli bir sol ya da 
goşist karmaşaya cevap vermek varlığımızın temel nedeni değildi. İktidar, bu 
ideolojik kavganın kesin bir önem kazandığı bir anda, ideolojik kavgaya bütün 
ağırlığını koymak için görsel-işitsel iletişim araçlarını gitgide daha yaygın 
olarak kullanıyor. Partimizin, işçi sınıfının ve gitgide büyük tekellerin ve 
onların devletinin politikasıyla çok sayıda haksızlığa uğramış yığınların 
çıkarlarını savunarak, bu göz boyayıcı (ve çoğunlukla da becerikli) propagandaya 
(büyük burjuva insanlarında olmayan kendi araçları ölçüsünde) cevap vermesi 
kaçınılmazdır. Bunun için de, geleneksel iletişim ve propaganda araçlarının 
yanısıra, bütün dikkatini görsel-işitsel araçlara vermek de zorunludur. Tıpkı 
DYNADIA'nın temel nedeni gibi." 
 
Büyük burjuvaların ve onların iktidarının propagandasına karşı kendi 
yandaşlarının propagandasını yapmak isteyen DYNADIA'nın amacı militanlar ve 
Parti örgütleri ya da diğer demokratik örgütler tarafından kullanılabilecek 
filmler yapmaktı. Maddi ve teknik açıdan olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle 
başka bir çözüm yoluna gittiler. Fransa'nın her tarafında film gösterim 
aygıtları vardı. Üstelik yerel kullanımlarda, yerine göre, yöreye özgü 
görüntüler konabilir ve yorum yapılabilirdi. 
 
İlk çalışmaları Dögolizmin On Yılı (Dix Ans De Gaullisme) oldu. De Gaulle'ün 
onyıllık bir bilançosunu veren bu yapım bazı hatalar taşıyordu. Film, Fransa'nın 
her tarafında gösterildi ve yerel gereksinimlere göre değişiklikler yapıldı. 
 
Sendikalarla işbirliğine gittiler. Elde ettikleri gelirleri yine sendikalara 
verdiler. Sain-Claud'daki Dassault fabrikalarının İşletme Komitesi, böyle bir 
yöntemle yoldaş sendikacılara yardımda bulundu. 
 
DYNADIA'nın yaptığı ikinci şey, 69 Nisan'ındaki referandum sırasında yaptıkları 
ikinci bir film gösterisidir. Çalışma bittiği sırada Başkanlık kampanyası da 
başlıyordu. Daha sonra 16 mm.lik filmlere ağırlık verdiler. Komünistler Kavgada 
(Les Communistes Dans La Lutte) adlı bir film yaptılar ve bunu elli kopya olarak 
gösterime soktular. Pham Ti Lien bundan sonra ortaya çıktı. Song-My katliamından 
kaçarak Fransa'ya gelmiş olan bir gencin, köylerinin Amerikalılar tarafından 
yıkılışını anlattığı oldukça basit bir filmdir. Oysa ORTF (Fransız Radyo 
Televizyon Kurumu) bu olaya hiç yer vermemişti. Bu film özellikle Fransız 
Kadınlar Birliği (Union des Femmes Françaises) ve Barış Hareketi tarafından 
kullanıldı. 
 
 
Diğer Filmleri 
 
Fransa'daki Göçmenler: Yerleşme (Les Immigrés En France: Le Logement) filmi 
göçmen sorununu işleyen ellibeş dakikalık bir filmdir. Kurtarılmış Görüntüler 
(Images Sauvées) DYNADIA'nın diğer filmi. Madeleine Riffaud'nun işbirliğiyle 
Laos'tan gizlice dışarıya çıkarılmış görüntülerden oluşuyordu. Daha sonra 
Değersiz Jacques (Jacques Le Croquant) adlı filmlerini yaptılar. Bu filmden 
sonra köylüler ayaklandılar. FKP (Fransız Komünist Partisi) üzerine de bir kaç 
film yapan DYNADIA, teknolojiyi de yakından izliyordu. 
 
FKP'nin politikasını tanıtmayı amaç edinen DYNADIA, araçlarıyla bunu 
gerçekleştirmeye çalışıyor, Parti'nin politikasını tartışmayı amaçlıyordu. 
Sanatla politikayı birbirine karıştırmak istememelerine karşın bunu 
başaramadılar. Komünist bir sinemacı grubu olarak yapmak zorunda oldukları şeyi 
yaptılar. 
 
 
Proleter Devrimci Sinemacılar (CRP) 
 
Yine Mayıs 68'den etkilenen bir grupla karşı karşıyayız. Fransa'daki militan 
sinemanın bir başka önemli grubu olan Proleter Devrimci Sinemacılar, yine diğer 
bazı grup üyeleri gibi Etat Généraux du Cinéma içinde çalışmış olan ve Mayıs'ın 
dönüştürdüğü profesyoneller, teknisyenler ve yönetmenlerden oluşuyordu. Bunların 
bir çoğu Flins direnişine de katıldılar. Özgürlük kavgasını Fransız halkına 
aşılamak amacıyla kurulmuş olan Etat Généraux du Cinéma ve Flins direnişi bu 
grubun yola çıkış noktası oldu. 
 
Kendileriyle yapılan bir söyleşide şöyle diyorlardı:[23] 
 
"(...) Karışık düşüncelerimiz vardı. Yine de Mayıs'ta kitlelerin isyanını, 
kavgalarını, değişim ilkesini, nesnelerin dönüşümünü, yeni bir dünya kavramının 
temeli yaptık. Mayıs, bize isyanın gücünü keşfettirdi. Bu, bizi, kaçınılmaz bir 
biçimde, başkalarından farklı olarak, Flins'te, ellerinde silahlarıyla işbaşı 
yapılmasına zorlayan polislere şiddetli direnişe kadar götürdü. Bazılarımız 68 
Haziran'ında oradaydık." 
 
Maocu görüşü benimseyen Proleter Devrimci Sinemacılar, içinde yaşadıkları 
toplumun sorunlarına hiç de uzak değildiler. Dögolizmin ortaya çıkardığı orta 
sınıfın sorunlarıyla da ilgileniyorlardı. Mayıs'tan sonra Fransız sinemacısı 
değişti. Proleter Devrimci Sinemacılar'a göre, "De Gaulle ile, mali kapitalin 
darbesiyle, V. Cumhuriyet'in sineması Yeni Dalga, estetizm, bedavacılık 
geliyor.[24] Yine bu sinemacılara göre, bir sinemacının kafasında meydana gelen 
devrim bir tanımdan, anlaşılmazlıktan siyasal bir yergiye, ya da bir azınlık 
için kitlelerin isyanının hizmetindeki bir sinemaya geçiştir. Böylece 
Kuzenler'den Conde'a ya da Flins 68-69'a geliniyor. "Birinden diğerine geçmek 
için düşüncelerde devrim oldu. Geçerli olan bu devrimi biz ideolojik olarak 
niteliyoruz."25 Sinemacı için gerçek nedir? Proleter Devrimci Sinemacılar için 
gerçek halkın isyanıdır. Diğerleri için estetizmdir. 
 
Proleter Devrimci Sinemacılar, Yeni Dalga konusunda şöyle düşünüyorlar:[26] 
 
"Yeni Dalga'ya, daha çok da dalgalı harekete gelince, bir yanda Cahiers du 
Cinéma var. Onların, estetizmin, egoizmin ve Lacan'ın ve diğer bir kaç kişinin 
peygamberi yeni metafiziğin geleceği olan FKP'ye (Fransız Komünist Partisi) 
bağlanmaları bizi şaşırtmıyor. Diğer yanda da, hareketin çerçevesi içinde, 
onların en iyilerini ortaya koyan onurlu demokratik öğeler var." 
 
Nazi dönemindeki direnişten beri, kitlelerle kopmuş olan bağları geliştirmeye 
çaba gösteriyorlardı. Sinemadan uzaklaşmak yerine kendi bakış açılarını 
değiştirmek, kitlelerin içinde yaşamak ve onlara bağlanmak istiyorlardı. Arazi 
işgallerine karşı halkın yanında, Renault-Billancourt'daki ulaşım direnişinde, 
Goutte-d'Or'lu üç yüz öğrencinin yolculuğunda onlarla birlikte olmak 
istiyorlardı. İşçi-Sinemacı birlikteliğinden güzel filmler çıkacağı düşüncesini 
taşıyorlardı. 
 
 
Filmleri 
 
İlk yapıtları Flins 68-69 adlı filmdir. Bu film, işçilerin yönetiminde 
gerçekleştirildi. Çalışmalarını işçilerin eleştirisine sunmak için videoya 
aldılar. Bu filmin tartışılmasından sonra işçiler üç ders çıkardılar: 
 
"1- Küçük patronlarla ve bütün işçilerin nefret ettiği kadrolar tarafından 
temsil edilen fabrikadaki kapitalizme karşı şiddete dayalı kavga vermenin 
zorunluluğu; 
2- Aydınlar ve işçiler arasında birliğin gerekliliği; 
3- Revizyonizme karşı savaş."[27] 
 
 
Grubun yaptığı filmler, gösterime girecek salon bulamadığı için, işçi yerleşim 
birimlerinde dışarıya ekran ve gösterim aygıtı konularak gösterilebiliyordu. Bu 
yüzden de başları sık sık polisle derde giriyordu. 
 
Halkın Davası (La Cause du Peuple) filminin yönetmeni tutuklandı, Uluslararası 
Aptal (L'Idiot International) filmine sürekli olarak el konuldu. Aynı şey Halkın 
Davası'nın da başına geldi. Sinema Sansür Komisyonu (La Commission de Censure de 
Cinéma) bu grubun filmlerine göz açtırmadı. Halkın Davası, demokratların 
desteğini kazanarak sokakta buluşmalarını sağladı. 
 
Filistin Kazanacak (Palestine Vaincra) filmi de aynı baskılara uğradı. 
Genneviliers'de bir gecekondudaki gösterimi sırasında polis tarafından el 
konuldu. Film, Filistinlilerin de yardımıyla Ürdün'deki katliam girişimiyle 
sonuçlanan komplonun maskesinin düşürülmesini isteyen Fransızların desteğiyle 
gerçekleştirilmişti. Daha sonra Alain Geismar davası üstüne film yaptılar. 
Geismar'ın kişiliğini aracılığıyla, devrimci solun kavgalarının ve 68'den beri 
kitlelerin isyanının bir tarihini sergiliyor. 
 
 
Değerlendirme 
 
1968 Mayıs'ında meydana gelen öğrenci hareketi ve daha sonra işçilerin bu 
harekete desteği ile Fransa'yı sarsan olaylı yılda her kesimde olduğu gibi, 
sinemada da oldukça önemli değişimler yaşanmıştır. Bu gruplar Mayıs 68'in ya 
kahramanı ya da gözlemcisidirler. Hemen hepsi bu hareketten sonra ortaya çıkmış 
ve ürünler vermiştir. 
 
Mayıs 68'de tüm gruplar aktif haldeydiler. Kimisi bizzat olayları yaratıyor ya 
da sonradan içine giriyordu. Kimisi de Fransız tarihinin bu önemli anını 
kamerasıyla saptıyordu. Hepsi de sol yelpazede yer alan bu gruplar solun her 
rengini temsil ediyordu. FKP'nin propagandasını yapanından kişisel olarak 
hareket edenine kadar değişik etkinliklerde bulunuyorlardı. 
 
Şu ortak özelliklere sahip oldukları görülüyor: 
1- Fabrikalardaki işçi direnişleri ve grevler; 
2- Öğrenci ayaklanmaları; 
3- Fransa'nın sömürgelerine karşı duyulan ilgi (Cezayir savaşı, Çinhindi'ndeki 
karışıklık, vs...). 
 
Grupların içerisinde ünlü yönetmenler olduğu gibi kamerayı eline yeni alanlar da 
vardı. Başları sansürle dertteydi. Militan sinema yaptıkları için normal dağıtım 
kanallarıyla değil, özel dağıtım kanallarıyla ilişki kurarak, yapıtlarını 
gösterime sokabiliyorlardı. Gösterim için en çok kullandıkları mekân fabrikalar 
ve işçi evlerinin bulunduğu yerleşim birimleriydi. 
 
Bu gruplardan bir kısmı isim değiştirdi, bir kısmı değıldı, ancak diğer 
ülkelerden de bu harekete ilgi duyanlar oldu ve diğer ülkelerde de bu gruplara 
benzer gruplar ortaya çıktı. 
 
 
Dr. Battal ODABAŞ 
Marmara Üniversitesi 
İletişim Fakültesi Rd.-TV Bölümü 
Sinema Anabilim Dalı 
 
 
 
 
[1] Roy ARMES, The Ambiguous Image-Narrative Style in Modern European Cinema, 
Martin Secker and Warburg Ltd., Londra, 1976, s.216. 
 
[2] a.g.e., s. 216. 
 
[3] Pascal BONITZER, Jean-Louis COMOLLI, Serge DANEY, Jean-Pierre NARBONI, J.P. 
OUDART, "`La Vie Est A Nous', Film Militan", Cahiers du Cinéma, Sayı: 218, Mart 
1970, s. 50. 
 
[4] a.g.m. s.48. 
 
[5] Prolétaire-Ligne Rouge, "Vive le Cinéma, Arme de Propagande Communiste!", 
Cahiers du Cinéma, Sayı 245-246, Nisan-Mayıs-Haziran 1973, s.31. 
 
[6] Le Monde Diplomatique, Ağustos 1973. 
 
[7] Marcel MARTIN, "Le Groupe `Dziga Vertov'", Cinéma 70, Sayı 151, Paris, 
Aralık 1970, s.82. 
 
[8] a.g.m., s. 82. 
 
[9] a.g.m., s.83. 
 
[10] Bizim sinemamızda da, yukarıda sözü edilen duruma benzer bir durum vardır. 
Sinemacılarımızdan bir kaçı, finansal kaynak yaratmak için reklâm filmi 
çekmektedirler. Hatta, sinema bazan ikinci plânda kalmaktadır. 
 
[11] Marcel MARTIN, a.g.e., s.83. 
 
[12] a.g.m. 
 
[13] a.g.m. 
 
[14] a.g.m. 
 
[15] Le Sel de la Terre, Herbert Biberman ve Michaël Wilson tarafından yapılan 
ABD Meksika ortak yapımı bir filmdir. 1951'de Silver City'de bir çinko madeninde 
yer alan gerçek bir grevi anlatıyor. Film, ABD'nde bir çok eyalette yasaklandı. 
Dünya da ise büyük başarı sağladı. 
 
[16] Jean-Pierre GORIN: Robert Philip Kolker tarafından alıntılanmış: "Angel of 
Reality-Godard and Gorin in America", Sight and Sound, Cilt 42, No:3, Yaz 1973. 
 
[17] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe SLON", Cinéma 70, Politique et 
Cinéma (Özel Sayı), No: 151, Aralık 1970, Paris, s.88. 
 
[18] Roy ARMES, French Cinema, s.221. 
 
[19] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe SLON", s.90.  
 
[20] a.g.m. 
 
[21] a.g.m. 
 
[22] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe `DYNADIA'", Cinéma 70, Politique 
et Cinéma (Özel Sayı), No: 151, Aralık 1970, Paris, s.96. 
 
[23] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Les Cinéastes Révolutionnaires 
Prolétariens", Cinéma 70, Politique et Cinéma (Özel Sayı), Aralık 1970, No: 151, 
s.100. 
 
[24] a.g.m., s. 100. 
 
25 a.g.m., s.101. 
 
[26] a.g.m. 
 
[27] a.g.m.  
    | 
  
  
                                
                                 |